18 Ağustos 2010 Çarşamba

TURAN nedir?



Türkçülük ile Turancılığın ayırımlarını anlamak için Türk ve Turan topluluklarının sınırlarını belirlemek gerekir. Türk, bir milletin adıdır. Millet kendine özgü bir kültürü olan bir topluluk demektir. Öyleyse Türk'ün yalnız bir dili, bir kültürü olabilir.

Oysa Türk'ün kimi kolları, Anadolu Türkleri'nden ayrı bir dil, ayrı bir kültür yaratmaya çalışıyorlar. Diğer Türk illeri birer ayrı dil, ayrı edebiyat ve ayrı kültür oluşturmaya çalışırlarsa, Türk Milleti'nin sınırları daha daralmış olur. 

Bugün kültürce birleşmesi kolay olan Türkler, özellikle Oğuz Türkleri, yani Türkmenlerdir. Türkiye Türkleri gibi Azerbaycan, İran ve Harizm ülkelerinin Türkmenleri de Oğuz uruğundandır. Bunun için Türkçülükteki yakın ülkümüz Oğuz birliği, yani Türkmen birliği olmalıdır. Bu birlikten amacımız nedir? Siyasal bir birlik mi? Şimdilik hayır! Gelecekle ilgili bugünden bir yargıya varamayız. Fakat bugünkü ülkümüz, Oğuzlar'ın yalnız kültürce birleşmesidir. 

Oğuz Türkleri bugün dört ülkede yayılmış olmakla birlikte tümü birbirine yakındırlar. Dört ülkedeki Türkmen illerinin adlarını karşılaştırırsak, görürüz ki birinde bulunan bir ilin ya da boyun öbürlerinde de kolları vardır.

Örneğin Harizm'de Tekeler ile Sarılar'ı ve Karakalpaklar'ı görüyoruz. Yurdumuzda Tekeler, bir sancak oluşturacak kadar çoktur, dahası bir bölümü bir zamanlar Rumeli'ye yerleştirilmiştir. Türkiye'de sarılar özellikle Rumkale'de otururlar. Karakalpaklar ise Karapapak ve Terekeme adını alarak Sivas, Kars ve Azerbaycan yörelerine yerleşmişlerdir. Harizm'de Oğuz'un Salur ve İmralı boylarıyla Çavda ve Göklen (Karluklardan Kealin) illeri vardır. Bu adlara Anadolu'nun çeşitli noktalarında rastlanır. Göklen, kendi adını Van'da bir köye Gökoğlan şeklinde vermiştir. 

Oğuz'un Bayat ve Afşar boyları da gerek   Türkiye'de, gerek İran'da ve Azerbaycan'da bulunuyor. Akkoyunlular ile Karakoyunlular da bu üç ülkede yayılmışlardır. Öyleyse Harizm, İran, Azerbaycan ve Türkiye ülkeleri etnografyası bakımından aynı uruğun yurtlarıdır. Bu dört ülkenin toplamına Oğuzistan adını verebiliriz. Türkçülüğün yakın ereği, bu büyük bölgede yalnız bir tek kültürün egemen olmasıdır. 

Oğuz Türkleri genellikle Oğuz Han'ın torunlarıdır. Oğuz Türkleri birkaç yüzyıl öncesine gelinceye değin uyumlu bir aile olarak yaşarlardı. Örneğin Fuzuli bütün Oğuz kollarında okunan bir Oğuz şairidir. Korkut Ata Kitabı, Oğuzlar'ın resmi Oğuzname'si olduğu gibi, Şah İsmail, Aşık Kerem, Köroğlu gibi halk yapıtları da bütün Oğuz iline yayılmıştır. 

Türkçülüğün uzak ülküsü ise Turan'dır. Turan, kimilerinin sandığı gibi Türkler'den başka Moğollar'ı, Tunguzlar'ı, Fin-Ugorlar'ı, Macarlar'ı da içine alan bir budunlar topluluğu değildir. Bu topluluğa bilim dilinde Ural-Altay topluluğu denilir. Bununla birlikte bu sonki topluluğa bağlı budunların dilleri arasında bir yakınlık bulunduğu da henüz kanıtlanamamıştır. Öyle ki, kimi yazarlar, Ural Budunları ile Altay budunlarının birbirinden iki ayrı topluluk olduğunu ve Türkler'in, Moğollar ve Tunguzlar ile birlikte Altay topluluğuna, Fin-Ugorlar ile Macarlar'ın da Ural toluluğuna bağlı bulunduklarını ileri sürüyorlar. Türklerin, Moğollar ve Tunguzlar ile de bir dil yakınlığı olduğu da kanıtlanamamıştır. Bugün bilimsel olarak saptanan bir gerçek varsa, o da Türkçe konuşan Yakut, Kırgız, Özbek, Kıpçak, Tatar, Oğuz gibi Türk boylarının dilce ve gelenekçe budunsal bir birliğe sahip bulunduğudur. Turan sözcüğü, Turlar, yani Türkler demek olduğu için, yalnızca Türkler'i içine alan bir birliğin adıdır. Öyleyse Turan sözcüğünü bütün Türk kollarını içine alan büyük Türk ülkesi için kullanmamız gerekir. Çünkü Türk sözcüğü, bugün yalnız Türkiye Türkleri'ne verilen bir ad olmuştur. Türkiye'deki Türk kültürü içine girenler, doğal olarak yine bu adı alacaklardır. Benim kanımca bütün Oğuzlar yakın bir zamanda bu adda birleşeceklerdir. Fakat Tatarlar, Özbekler, Kırgızlar, ayrı kültür oluştururlarsa, ayrı uluslar halini alacaklarından, yalnız kendi adları ile anılacaklardır. O zaman bütün bu eski yakınları budunsal bir birlik olarak birleştiren ortak bir ada gerek duyulacak. İşte bu ortak ad Turan sözcüğüdür. 

Türkçülerin uzak ülküsü, Turan adı altında birleşen Oğuzlar'ı, Tatarlar'ı, Kırgızlar'ı, Özbekler'i, Yakutlar'ı, dilde, edebiyatta, kültürde birleştirmektir. Bu ülkünün bir gerçekliğe dönüşmesi olanağı var mı, yok mu? Yakın ülküler için bu yön aranırsa da, uzak ülküler için aranmaz. Çünkü uzak ülkü ruhlardaki coşkuyu sonsuz bir aşamaya yükseltmek için, ulaşılmak istenen çok çekici bir düştür. Üçyüz milyon Türk'ün bir ulus olarak birleşmesi Türkçüler için en güçlü çoşku kaynağıdır. Turan ülküsü olmasaydı, Türkçülük bu denli hızla yayılmayacaktı. Bununla birlikte kim bilir? Belki gelecekte Turan ülküsü de gerçekleşecektir. Ülkü, geleceğin yaratıcısıdır. Dün Türkler için düşsel bir ülkü olan ulusal devlet, bugün Türkiye'de gerçekleşmiştir. 

Öyleyse Türkçülüğü, ülküsünün büyüklüğü bakımından üç aşamaya ayırabiliriz:

1) Türkiyecilik

2) Oğuzculuk

3) Turancılık

Bütün gerçeklik alanında yalnız Türkiyecilik vardır. Fakat ruhların büyük bir özlemle aradığı Kızıl Elma, gerçeklik alanında değil, düş alanındadır. Türk köylüsü Kızıl Elma'yı düşlerken gözünün önüne eski Türk ilhanları gelir. Gerçekten Turan ülküsü geçmişte bir düş değil, gerçeklikti. İsa'dan 210 yıl önce Kun Başbuğ'u Mete, Kunlar (Hunlar) adı altında bütün Türkleri birleştirdi zaman Turan ülküsü gerçekleşmişti. Hunlardan sonra avarlar, Kırgız-Kazaklar, daha sonra Kür Han, Cengiz Han ve sonuncu olmak üzere Timurlenk Turan ülküsünü gerçekleştirmediler mi? 

Turan sözcüğünün anlamı böyle sınırlandırıldıktan sonra artık Macarlar'ın, Fin-Ugorlar'ın, Moğollar'ın, Tunguzlar'ın, Turan ile bir ilgileri kalmaması gerekir. Turan bütün Türklerin geçmişte ve belki de gelecekte bir gerçeklik olan büyük yurdudur. 

Turanlılar, yalnız Türkçe konuşan uluslardır. Eğer Ural ve Altay ailesi gerçekten varsa, bunun kendine özgü bir adı olduğundan, Turan adına gereksinme duyulamaz.

Bir de kimi Avrupalı yazarlar, Batı Asya'da asılları bakımından Samiler ya da Ariler'den olmayan bütün budunlara Turan adını takıyorlar. Bunların amacı, bu budunların Türkler'in yakını olduğunu onaylamak değildir. Yalnız Samiler ile Ariler'den başka budunlar olduğunu anlatmak içindir. 

Bundan başka kimi yazarlar da Şehname'ye göre Tur ile İrec'in kardeş olduğuna bakarak Turan'ı eski İran'ın bir bölümü saymaktadırlar. Oysa Şehname'ye göre Tur ile İrec'in üçüncü bir kardeşleri daha vardır ki adı Selem'dir. Selem ise İran'ın boyun dedesi değil, bütün Samiler'in ortak atasıdır. Öyleyse Feridun'un oğulları olan bu üç kardeş, Nuh'un oğulları gibi, eski etnografik bölümlerin adlarından doğmuştur. Bundan anlaşılıyor ki Turan İran'ın bir parçası değil, bütün Türk illerini içine alan Türk birliğidir... 


"Türkçülüğün Esasları", Ziya Gökalp, Sayfa: 20-24

17 Ağustos 2010 Salı

TECH DECK NEDİR?


tech deck aslında ünlü bi fingerboard markasıdır ama adı marka yla birlikte bu hobinin adı olarak kullanılmaktadır


FingerBoard, 96mm boyutlarında bir kaykay maketidir. Ancak durağan bir maketten öte, tekerlekleri dönebilen daha çok eğlence amaçlı üretilmiş bir kaykay modelidir. Fikir ilk olarak 1986 yılında bir anahtarlık olarak ortaya çıkmış.
Tabii ki anahtarlık fikri ilk ortaya çıktığında büyük ihtimalle oyuncak olarak kullanabileceklerinin farkında değillerdi wikipedi’de yazdığına göre -o zamanlar ne kadar az kullanılmakta olsa bile- fingerboard sevenler yine internet üzerinde buluşmuşlar -ki bu da fingerboarda “çocuk oyuncağı” diyip geçme havasında olanlara cevap olabilir, 88-98 yılları arasında bir çocuğun Avrupa’da da olsa Amerika’da da olsa internete ulaşım şansı için fazla birşey söylemeye gerek yok sanırım.
ama biz bu finger board ve parkour çeşitlerini  AYDIN FORUM D&R dan kolayca bulabiliriz ;)
FingerBoard fikri anahtarlık zincirinden kurtulup ilk defa oyuncak formuna girmeye başladığına 7 tane beyzbol kardının bir araya gelip yapışması ve şekillendirilmesi, son olarak da üstüne gazete vb. kağıtlarından şekiller yapıştırılarak kullanılmış. Bu fikir ilk olarak Transworld Skateboard Magazine‘de ortaya atılmış. Evet, işte fingerboard budur. Tabii ki günümüz imkanlarıyla zaten az olan vaktimizi bir de evde oturup fingerboard yapmakla harcamıyoruz Hemen napıyoruz?
D&R a gidip 14 Tl ye kendimize bi tech deck alıyoruz ;D

Almanya'da 0 Çektik

A Milli Basketbol Takımı Beko Süpercup'taki son maçında Almanya'ya yenilerek turnuvayı galibiyet alamadan kapattı.

2010 Dünya Basketbol Şampiyonası öncesi Almanya'da düzenlenen Beko Süpercup turnuvasına katılan (A) Milli Erkek Takımı üçüncülük maçında Almanya'ya 68-54 yenildi. Nürnberg yakınlarındaki Bamberg Jako Arena'da oynanan karşılaşmada Ay-Yıldızlılar bu sonuçla Beko Süpercup'ta Litvanya, Hırvatistan ve Almanya karşısında galibiyet elde edemeden turnuvada son sırada yer aldı. Karşılaşmayı Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, yönetim kurulu üyesi Ali Osman Tobay ile Düsseldorf Başantrenörü Murat Didin de izledi.

ALMANYA: 68 - TÜRKİYE: 54
Salon : Jako Arena
Hakemler: Romualdas Brazauskas xx (Litvanya), Ivo Dolinek xx (Çek Cumhuriyeti), Josip Radojkovic xx(Hırvatistan)


A Milli Takım, Hırvatistan'a Mağlup Oldu

Almanya’nın Bamberg kentinde düzenlenen Beko Supercup’a katılan A Milli Takım, ikinci maçında karşılaştığı Hırvatistan’a 72-61’lik skorla mağlup oldu.

Tempolu başlayan mücadelede iki takımda hücumda iyi bir performans sergiledi. Bu dakikadan sonra Hırvatistan, özellikle Millilerimizin boş hücumlarını iyi değerlendirdi ve 8.dakikada durumu 8-20’ye getirdi. Mola alan Ay Yıldızlılarımız, Cenk Akyol’un basketiyle skoru 10-20’ye getirdi. Marko Banic ile serbest atışları sayıya çeviren rakibi karşısında Millilerimiz, Cenk ile özellikle orta mesafeden skor üretti. İlk periyotu Hırvatistan 15-22 önde tamamladı.

İkinci periyotun ilk hücumunda Bojan Bogdanovic ile üç sayılık basket bulan Hırvatistan, Loncar’ın da boyalı alanda etkili olmasıyla farkı 10 sayıya çıkarttı (17-27). Kresimir Loncar ile pota altına top indirerek hücum eden Hırvatistan, 15.dakikaya girilirken, skor üstünlüğünü de korudu. Semih Erden ile rakibine yanıt veren Millilerimiz, Cenk Akyol’un da turnikesiyle durumu 23-30’a getirdi. Ante Tomic ve Marko Banic ikilisiyle boyalı alanı kullanan Hırvatistan ise hücumdaki etkinliğini sürdürdü. Devre 27-37 Hırvatistan üstünlüğüyle sona erdi.

İlk iki dakikası karşılıklı top kayıplarıyla başlayan mücadelede iki takımda skor bulamadı. Banic’in serbest atış çizgisinden kaydettiği tek isabet sonrasında Millilerimiz, Ömer Aşık’ın basket faulüyle durumu 30-38’e getirdi. Roko Ukic ve Marko Tomas ikilisinin önderliğinde hücumlardan skor bulan Hırvatistan, farkı da 14 sayıya çıkarttı (32-46). Hidayet Türkoğlu ile hücumdaki suskunluğunu bozan Ay Yıldızlılarımız, Oğuz Savaş ve Kerem Gönlüm’ün de devreye girmesiyle skoru yeniden 38-46’ya getirdi. Periyotu Hırvatistan, 43-53 önde tamamladı.

Mücadelenin final periyotuna Cenk Akyol’un turnikesiyle başlayan Millilerimiz, buna karşın savunmada Marko Tomas ve Marko Popovic ikilisini durdurmakta zorlandı. Temponun yükseldiği bu dakikalarda Millilerimiz, boyalı alanda Ömer Aşık ile sayılar buldu. Hidayet Türkoğlu ile bu bölümde sayılar bulan Ay Yıldızlılarımız, savunmada Banic’in turnikesine engel olamadı. Ante Tomic’in beşinci faulünü alarak kenara gelmesinin ardından Ersan İlyasova’nın serbest atışlarıyla Millilerimiz skor üretti. A Milli Takımımız, karşılaşmadan 61-72 mağlubiyetle ayrıldı.

SALON: Jako Arena
HAKEMLER: Romualdas Brazauskas (Litvanya), Oliver Krause (Almanya), Christoph Madinger (Almanya)
A MİLLİ TAKIM (61): Cenk Akyol 15, Sinan Güler 1, Ersan İlyasova 3, Semih Erden 4, Oğuz Savaş 8, Kerem Gönlüm 4, Ender Arslan, Ömer Aşık 17, Hidayet Türkoğlu 9, Evren Büker
HIRVATİSTAN (72): Roko Ukic 19, Davor Kus 2, Marko Popovic 8, Bojan Bogdanovic 4, Marko Tomas 14, Ante Tomic 4, Kresmir Loncar 8, Marko Banic 11, Zoric 2

1.PERİYOT: 15-22
2.PERİYOT: 7- 15
3.PERİYOT: 16-16
4.PERİYOT: 18-19

Almanya'da düzenlenen Beko Supercup'ın ilk gününde Türkiye, başabaş geçen mücadelede Litvanya'ya 80-77 mağlup oldu.




2010 Dünya Basketbol Şampiyonası öncesi Almanya'da düzenlenen Beko Süpercup turnuvasına katılan Milli Erkek Takımı, ilk maçında Litvanya'ya 80-77 mağlup oldu. Nürnberg yakınlarındaki Bamberg Jaka Arena'da oynanan karşılaşmayı, Türkiye Basketbol Federasyonu yönetim kurulu üyesi Hüsnü Karagözoğlu da izledi.

İlk periyota iyi başlayan Türkiye, Kerem Gönlüm ve Semih ile etkili oldu. Ancak özellikle Javtokas ve Jasaitis'in basketleriyle dengeyi kuran Litvanya, ilk periyotu 23-18 önde tamamladı.

İkinci periyota pota altında Ömer Aşık'ın basketleri ile başlayan ay-yıldızlılar, Macuilius'un sayılarına engel olamayınca farkı kapatmayı başaramadı. Bir ara Enderin üçlüğüyle farkı 2 sayıya indiren Türkiye, 2. periyotu da 38-34 geride tamamladı.

Maçın üçüncü yarısına daha iyi başlayan ay-yıldızlılar, Ender, Sinan ve Ersan'ın dış atışlardaki başarılı basketleriyle farkı kapattı. Özellikle bu bölümde Ender'in Ömer'e servis ettiği toplarla Türkiye oyunun hakimiyetini ele geçirdi. Aldığı moladan sonra toparlanan Litvanya, Macuilis'in basketleri ile oyunda dengeyi kurdu ve 3. periyot 60-60 eşitlik ile tamamlandı.

Maçın son periyodu oldukça heyecanlı bir mücadeleye sahne oldu. Son 2.5 dakikaya kadar başa baş giden müsabaka, taktik faullerde kazanılan serbest atışları rakibine oranla daha düşük bir yüzdeyle kullanınca sahadan 80-77 yenik ayrıldı.

Beko Supercup'ın bir diğer mücadelesinde ise ev sahibi Almanya, Hırvatistan karşısında 67-79 mağlup oldu.

A Milli Takım, Beko Supercup'a Katılmak Üzere Almanya'ya Gitti



Ülkemizde düzenlenecek 2010 FIBA Dünya Şampiyonası’nda mücadele edecek A Milli Takım, Beko Supercup’a katılmak üzere Almanya’ya gitti. Ay Yıldızlılar Atatürk Havalimanı’nda, Türk Hava Yolları ile Basketbol Milli Takımları Ana Sponsorluğunun imzalandığı basın toplantısının ardından, Türk Hava Yolları’na ait özel olarak düzenlenen “Ayvalık” uçağı ile Almanya’ya uçtu. Uçuş öncesinde Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel, THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Hilmi Topçu, THY Genel Müdür ve Yönetim Kurulu İcra Komitesi Üyesi Temel Kotil, TBF ve THY yetkilileri ile A Milli Takım oyuncuları “Ayvalık” uçağının önünde hatıra fotoğrafı çektirdiler.

Almanya’da Beko Supercup’ta mücadele edecek olan A Milli Takım, Hırvatistan, Litvanyave Almanya ile karşılaşacak. Millilerimiz, Bamberg’de Jako Arena’da karşılaşmalarda 13 Ağustos Cuma günü TSİ 22:00’da Litvanya14 Ağustos Cumartesi TSİ 22:00’da Hırvatistan ve 15 Ağıstos Pazar günü de TSİ 20:00’da Almanya ile karşı karşıya gelecek.

Beko Supercup'a katılacak A Milli Takım'ın idari, teknik ve oyuncu kadrosu şu şekilde



Engin atsür ameliyat oldu


A Milli Erkek Takımımızın, adidas İstanbul Cup turnuvasının ikinci gününde Yeni Zelanda Milli Takımı ile oynadığı karşılaşmada aşil tendonunun kopması ile talihsiz bir sakatlık yaşayan Milli oyuncumuz Engin Atsür, ameliyat masasına yatacak.

Milli Takımımızın Yeni Zelanda ile karşı karşıya geldiği müsabakanın üçüncü periyodunda sol ayak bileğinden sakatlanarak yerde kalan yıldız oyuncumuz Engin Atsür’ün, yapılan kontroller sonucunda aşil tendonunun koptuğu belirlendi.

Milli yıldızımız Engin Atsür’e geçmiş olsun diyor, en kısa sürede sağlığına kavuşarak parkelere dönmesini diliyoruz.